SOSYAL KAYGI BOZUKLUĞU
Bu kaygı durumunda kişi, başkalarının gözünün üzerinde olabileceği sosyal ortamlarda olma ya da sadece tanıdık olmayan insanlarla karşılaşıldığında yaşanan mantıklı olmayan, ısrarlı bir korkudur.
Topluluk karşısında konuşmak, toplantıda ya da sınıfta konuşmak, yeni insanlarla tanışmak, ortak tuvaletleri kullanmak ve otorite figürü olan insanlarla konuşmak en yaygın kaygılardandır. Kişiler yüzlerinin kızaracağından ya da terleyeceklerinden çok korkarlar. Tanıdık olmayan kişiler ya da sosyal değerlendirmelerden kaçınma davranışları gösterirler.
Sosyal Kaygı Bozukluğu olan kişiler genellikle değerlendirilebilecekleri durumlardan kaçınmaya çalışır ve kaygı belirtileri göstererek utangaç bir tutum sergilerler. Bu ve benzeri belirtiler utangaçlık gibi görünse de sosyal kaygı bozukluğu olan bireyler sosyal ortamlarda çok daha fazla kaygılanır, kaçınır ve sosyal olarak daha fazla rahatsızlık hissederler. Bu belirtileri, yaşamları boyunca utangaç kişilerden daha uzun süre hissederler.
Sosyal kaygı bozukluğu, genellikle sosyal etkileşimlerin daha önemli hale geldiği ergenlik döneminde başlamaktadır. Kişiler, aşırı sosyal kaygıları sebebiyle, genellikle yeteneklerinin daha altında işlerde çalışırlar. Kişiler bu ve benzer belirtileri 6 aydan uzun süre yaşıyorlarsa ve uzman görüşüne başvurmazlarsa sosyal kaygı bozukluğu, kronik olma eğilimine girebilmektedir.