Kanser, insan sağlığına ve yaşamına olumsuz etkileri olan yaygın bir hastalıktır. Ülkemizde hastalıktan meydana gelen ölümlerin sebepleri arasında ikinci sırada yer alır. Kanser, kişinin kendisini etkilediği gibi ailesini ve çevresini de etkileyen fiziksel ve duygusal bir hastalıktır. Kanser tanısı alan kişi, bir yandan ciddi tedavi sürecine başlarken stres düzeyini kontrol etmeye çalışır. Hastanın stresle başa çıkması; hastalığın belirtileri, türü, süresi, yeri, hastalığın seyri, kişiliği ve sorunlar ile başa çıkma teknikleri, kültürel ve dini tutumları, hastanın çevresinde duygusal desteğin olup olmaması, sağlık çalışanlarının tecrübesi bu süreci olumlu ya da olumsuz etkiler. Tanı sonrası ortaya çıkan ruhsal belirtiler hastalığın seyrini, şiddetini, hastanın yaşam kalitesini, tedaviye cevabını etkileyebilmektedir. Kanser hastalığında hasta ve yakınlarına destek ve müdahaleler gerekmektedir.
Hastanın kanser gerçeğini kabul etmemesi, yeni yaşamına uyum sağlaması, hastalığın tedavi sürecine ve iyileşmesine olumsuz etkileyebilir. Psiko-onkoloji terapisi, hastanın ümidini koruması ve hastalığa uyum sağlaması yönünde çalışmalar yapar. Duygusal, ruhsal ve davranışsal tepkilerin kontrol altına alınabilmesi tedaviye uyumu ve tedaviye yanıtı etkilemektedir. Kanser hastasının yeni durumuna uyumunu kolaylaştırmak, hastayı anlayabilmek, ruhsal olarak sorunlara neden olan faktörleri saptayabilmek için tıbbi tedavi ile birlikte hastanın profesyonel destek gereksinimi psiko-onkoloji terapisinde sağlanabilir. Bu yaklaşım ile hastanın düşük benlik saygısını arttırmak, hastalığa ait yanlış anlamları değiştirmek, kaygı ve korkularının hasta tarafından ifade edilmesi için cesaretlendirmek, kanserin ve hastalık ile ilgili gelişen kısıtlayıcı durumları hastanın kabul etmesine, hastanın kayıp ve hastalıklı olma duygularıyla baş etmesine yardımcı olmak amaçlanmaktadır.