Çok azımız hayatımızın bir haftasını korku ya da kaygı yaşamadan geçirmiştir. Korku, üzerine kontrol sahibi olmadığımız en temel duygulardan biri olarak bilinir. Bir tehdide karşı doğal ve faydalı bir reaksiyondur ancak genellikle tehditin büyüklüğü ile orantısız olabilir ve pek çok farklı kaygı bozukluğunu tetikleyebilir. Bu paylaşımda kaygı bozukluklarını sizlere anlatacağız. Hem kaygı hem de korku bu bozuklukta önemli bir rol oynamaktadır. Bu yüzden bu iki duygu arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları anlamak önemlidir.
Kaygı, beklenen bir problem ile ilgili endişe duyma olarak tanımlanır. Bunun aksine, korku şu anki tehlikeye karşı bir tepki olarak tanımlanır.
Korku, şu an olan tehdit ile ilgiliyken kaygı, gelecekteki tehdit ile ilgili olma eğilimindedir.
Kaygı, sıklıkla orta düzeyde uyarılmaya, korku ise yüksek düzeyde uyarılmaya yol açar.
Kaygı yaşayan kişi; huzursuzluk ve fizyolojik gerginlik hisseder korku yaşayan kişi; aşırı terleme hızlı nefes alıp verme ve kaçmak için aşırı bir dürtü hisseder.
Kaygı ve Korku her zaman olumsuz duygular değildirler. Aslında her ikisi de uyum sağlayıcıdır. Kaygının hiç olmaması bir problemdir, biraz kaygı duymak uyum sağlayıcıdır, aşırı kaygı ise zararlıdır. DSM-5'te yer alan temel kaygı bozukluklarını; Özgül Fobiler, Sosyal Kaygı Bozukluğu, Panik Bozukluk, Agorafobi ve Yaygın Kaygı Bozukluğu başlıkları altında incelenmektedir. Obsesif kompulsif bozukluğun ve Travma ile ilişkili bozuklukların kaygı bozuklukları ile ortak noktaları olmasına karşın bazı önemli açılardan farklıdırlar.